Osmanlıca words still in use but with different shades of meaning
| Eski Türkçe: | |
| bile | birlikte, beraber ~ Osm.Tü. bile < E.Tü. birle < bir + ile |
| bilelerince | beraberlerinde ~ Osm.Tü. bile = birlikte < E.Tü. birle < bir + ile |
| var | Osm.Tü. varmak = gitmek, yola çıkmak < E.Tü. bar- |
| Farsça: | |
| belki | ancak, hatta ~ Fa. bal ki |
| hemân | aynı zamanda, aynı şekilde ~ Fa. hemān < hem = bir + ān = o |
| pes | ondan sonra, ardınca, işte ~ Fa. pes |
| pėşîn, pîşîn | daha önce, erken ~ Fa. pīşīn < pīş= ön, ileri, önce |
| sipâriş | bir işi emanet etme, ısmarlama ~ Fa. sipār- |
| Arapça: | |
| cesed | beden, vücut ~ Ar. casad |
| cezâ | bedel, ödünç ~ Ar. cazā |
| cümle | herkes, bir şeyin tümü ~ Ar. cumlat |
| evvel, evvelki | ilk, birinci, en önce gelen ~ Ar. awwal |
| hâlâ | şimdi ~ Ar. ḥālā/hālen < ḥāl = şimdiki zaman, varolan durum |
| hamîr | maya ~ Ar. ḫamīr < ḫamara = kabardı, mayalandı |
| hicâb | utanma, utanç, perde ~ Ar. ḥicāb |
| ihtiyâr | seçme, tercih etme ~ Ar. iḫtiyār < ḫayr = en iyi, seçkin |
| illâ | tersine, -den başka ~ Ar. illā < in = ilgi edatı + lā = değil |
| tesbîh | övme, ilahi söyleme ~ Ar. tasbīḥ < subḥān = övme, yüceltme |